Tirebolu Mutlu Son
Tirebolu Mutlu Son
Tüm bu süre boyunca, Charles evi bildiği için
avukatı buraya getiren tesadüfî yol arkadaşı benzer biçimde davranmış ve
bu mevzuyla aslabir şekilde ilgili görünmemişti. Tirebolu Mutlu Son O yalnız bu
sırada anlattıklarımın tümünün doğrulandığını duymanın
ikinci mutluluğunu tadıyormuş. Patroniçenin korkuları, öy‐
kümü doğru bir halde anlatmaya başlaması için yetmişti ve
esasen içine düştüğü durumdan yola çıkarsak, bu oldukça normal
sayılabilirdi.
İyi kalpli müşfik hocam Phoebe ise o sarada evde yokmuş
çünkü olsaydı inanırım bu sahne gerçekleşirken hanımefendi
Brown’un destekleyicisi olurdu. Belki de beni aramak için
dışarı çıkmıştı, yoksa Tirebolu Mutlu Son Charles’la avukatın bu sahte öyküsü
bu şekilde kolayca yutturulamazdı. Yine de bu görüşme epey
vakit almıştı. Charles’ın beni cömertçe emanet ettiği anaç
bir hanım olan ev sahibesi yukarı çıkıp bana dostlık
etmeseydi, yabancı bir evde bırakıldığım için bana bu süre
çok daha uzun gelebilirdi. Birlikte çay içtik, hoş sohbeti za‐
manın çabuk geçmesini sağladı çünkü mevzumuz Charles’tı.
Ama akşam çöküp de döneceğini söylediği saat geçince ürkek
kadıların yaşadığı sabırsızlık ve endişelerin içime çöken
karanlığını dağıtamadım. Her neyse ki sıkıntım uzun sürmedi.
Onun kapıda belirmesiyle sabrımın karşılığını kat, kat aldım
ve hazırladığım hafif azar da daha dudaklarıma varmadan
uçup gitti.
Tirebolu Mutlu Son
Bacaklarım halen acıdığı için hala yataktaydım ve Charles
yanıma koştu, beni kollarına alıp doğrulttu. Onun şefkatli
kucaklayışını karşılamak için uzattığım kollarımı boynuna
doladı ve aldığı yasal önlemlerin raporunu tatlı öpücük parantezleriyle bölerek sundu. Yaşlı kadının iyi mi korkutulduğunu
duyduğumda kendimi gülmekten alamadım, cehaletim ve
saflığımdan dolayı bu şekilde bir sonuç beklemiyordum. Görünüşe
bakılırsa Madam, davranış biçimlerinden hoşlanmadığım için
şehirde varlığını keşfettiğim bir akrabaya sığındığımdan ve bu
talebin de oradan geldiğinden endişelenmişti. Tirebolu Mutlu Son Charles bu
konuda haklı çıkmıştı, komşulardan hiçbiri o ıssız saatte
otomobile iyi mi kaçtığımı görmemiş yahut en azından Charles’ı
fark etmemişti. Evdekiler de değil böyle büsbütün yabancı bir
adamla ani bir pazarlığa oturacağımı düşünmek, onunla
karşılaştığımdan bile en küçük bir kuşku duymamışlardı. Doğrusu
her vakit en mümkünlık dışı şeyler, minimum olasılık vermemiz
gerekenler değildir.
Son yorumlar